Teokrasi (Sümerler)
Yönetim gücünün kaynağının dine dayandığı sistemdir. Sümerlerde devleti 'Ensi' veya 'Patesi' adı verilen rahip-krallar yönetirdi.
ÇokNet Akademik
2025
Yönetim biçimi ara veya kategori seç:
Yönetim gücünün kaynağının dine dayandığı sistemdir. Sümerlerde devleti 'Ensi' veya 'Patesi' adı verilen rahip-krallar yönetirdi.
Farklı halkları ve şehirleri tek bir merkezden yöneten siyasi yapıdır. Akadlar, tarihin ilk merkezi imparatorluğunu düzenli bir ordu kurarak sağlamıştır.
Egemenliğin tek bir kişide (kral) toplandığı yönetim biçimidir. Babil Kralı Hammurabi, gücünü tanrıdan aldığını iddia ederek ve kanunlar yaparak otoritesini pekiştirmiştir.
Hükümdarın yetkilerinin bir meclis veya anayasa ile sınırlandırıldığı yönetimdir. Hititlerde kralın yetkileri 'Pankuş' meclisi ile sınırlıydı.
Hükümdarın aynı zamanda tanrı olarak kabul edildiği yönetim biçimidir. Mısır'da 'Firavun', hem kral hem de tanrı olarak görülürdü ve mutlak otoriteye sahipti.
Geniş imparatorluk topraklarını yönetmek için oluşturulmuş eyalet sistemidir. Persler, ülkeyi 'Satraplık' adı verilen birimlere ayırmış ve bunları valilerle yönetmiştir.
Egemenliğin halka ait olduğu yönetim biçimidir. İlk örneği Atina'da görülmüş, ancak kadınlar, köleler ve yabancılar yönetime katılamadığı için sınırlı bir demokrasiydi.
Devlet başkanının halk tarafından belirli bir süre için seçildiği yönetim biçimidir. Roma'da devleti 'Konsül' adı verilen seçilmiş yöneticiler ve 'Senato' meclisi idare ederdi.
İslamiyet öncesi Türklerde yönetme yetkisinin Gök Tanrı tarafından hükümdara ve ailesine verildiği inancıdır. Egemenliğin ilahi kaynağıdır.
İslamiyet öncesi Türklerde devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı danışma meclisidir. Hakanın yetkilerini sınırlayan bir kurumdur.
Türk-İslam devletlerinde devlet işlerinin yürütüldüğü en yüksek yönetim kuruludur. Kurultay'ın yerini alan daha bürokratik bir yapıdır.
Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin padişahın şahsında toplandığı yönetim biçimidir. Padişahın otoritesi Şer'i ve Örfi hukukla sınırlıydı.
Osmanlı tarihinde padişahın yetkilerini ilk kez sınırlandıran belgedir. Padişah II. Mahmut ile Ayanlar arasında imzalanmıştır.
Padişahın kendi iradesiyle yetkilerini kanun gücüyle sınırladığı ve hukukun üstünlüğü ilkesini benimsediği anayasal bir belgedir.
Padişahın yanında halk tarafından seçilen bir meclisin (Meclis-i Mebusan) de yönetime katıldığı sistemdir. Kanun-i Esasi ile başlamıştır.
Yönetme gücünün, yani egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilkesidir. İlk olarak Amasya Genelgesi'nde dile getirilmiş, TBMM'nin açılmasıyla hayata geçmiştir.
Yasama ve yürütme güçlerinin mecliste toplandığı (güçler birliği), meclis başkanının aynı zamanda hükümet başkanı olduğu yönetim modelidir. (1921 Anayasası)
Devlet başkanının (Cumhurbaşkanı) halk tarafından seçildiği ve yürütme gücünün başbakan ve bakanlar kurulundan oluşan kabine tarafından kullanıldığı sistemdir. (1923 sonrası)